
Kaç yıl önceydi hatırlamıyorum ( bende büyük bi hafıza sorunu var da ) ama lisedeydim sanırım ( çok uzun zaman olmuş hatırlamak da istemeyebilirim:-) yengemde oturmuştuk, canımız sıkılıyordu ,tv. de zap yapmaya başlamıştım, kanallar arasında gezerken yeni bir filmin başladığını gördüm ve izlemeye karar verdik. Filmin adı Kırmızı Paraztesi'ydi. Nasıl güzel bir öykü, nasıl güzel bir filmdi... Hemen yarın filmi araştırmaya başladım, kim çekmiş, öyküyü kim yazmış ,derken Marquez'le o zaman tanıştım. İlk okuduğum kitabıdır Kırmızı Pazartesi... Kitabın diline ,öykünün anlatımına hayran kalmıştım ve kütüphaneden başka kitaplarını aramaya başladım.

Yüzyıllık Yalnızlık adlı eserini buldum ve tek kelimeyle çarpıldım ( okumadıysanız mutlaka edinini derim), sonra diğer kitapları geldi, Kolera Günlerinde Aşk ( ki bu kitabı da filme alındı ), Başkan Babamızın Sonbaharı ... En son benim Hüzünlü Orospularım'ı okudum ve şu anda da kendi hayat hikayesini yine kendine özgü, o hayal gerçek karışık diliyle anlattığı kitabı Anlatmak İçin Yaşamak'ı okuyorum.

Benim yaşamımı değiştiren yazarlardan biridir.Saygıyla selamlıyorum...
canımm bi türlü nasip olmadı bi kitabını okumak ama bu sefer alayım..
YanıtlaSilya bi tane ince bi kitabı vardı bi türlü cesaret edip alıp okuyamadım içimde kaldı:)
meşhurr bişi:))
umarım tatilde okuyabilirim öptüüüm
İyi tatiller Yosuncuğum,en güzel vakit kitap okumak için..görüşmek üzere canım ben de çok öptüm...
YanıtlaSilKesinlikle sana katılıyorum. Benim de severek okuduğum yazardır Marquez, tüm kitaplarını okudum. Yüzyıllık Yalnızlık favorimdir.
YanıtlaSilSevgilerimle...
Merhaba Neslihancigim.Yorumun icin tesekürler.
YanıtlaSilSana dönüp tsk mesaji yazayim dedim.birde ne göreyim,sende benim gibi bir kitap kurdumussun meger.Cok sevindim.Insallah birbirimize güzel fikir alisverislerimiz olur.Sevgiyle kal,Hoscakal.
Sevgili Meral ziyaretine çok sevindim.güzel paylkaşımlar dileğiyle canım.öpüyorum
YanıtlaSilMarquez'e bayılırım, Kırmızı Pazartesi'ye de bitmiştim. Nedense hiç unutamadığım 3 yeri var, hala beni ürperten; papazın horoz ibikli çorba içmesi, boşu boşuna öldürülen gencin karnından küçükken yuttuğu yüzüğün çıkarılması ve hiç okunmamış yüzlerce mektup. Ben de bunu paylaşayım istedim. Mantar konservesine gelince (öyle bir konudan böyle bir konuya resmen balıklama atlayış oldu:)Haşladıktan sonra haşlama suyuna biraz tuz atıp, suyu ile birlikte sıcakken kavanoza doldurup, kapağını kapatıyorsun ve ters çeviriyorsun. Soğuyana kadar bu şekilde kalıyor. Sevgiler...
YanıtlaSilSevgili Neval çok teşekkrü ederim tarif için.
YanıtlaSilKırmızı Pazartesi çok etkileyici bir kitap,benim de uzun süre rüyalarıma girmişti.benim aklımda kalan en etkili sahne ise filminden,açılış sahnesi (adamın rüyasının anlatıldığı,martıların görüldüğü)sahne ve adamın mektupları evin heryerine saçtığım sahne,mükemmeldi.paylaşımın için çok teşekkür ederim,sevgilerimle canım...
en sevdiğim yazarlardandır, hatta sitemde favori yazarlarım arasında göstermişimdir keza Yüz YıllıkYalnızlığı da. Sevdiğim yazarları , kitapları arkadaşlarımla paylaşabilmek harika bir duygu.
YanıtlaSilnot. Giresun pastasını hiç duymamıştım, artık seneye gelince denerim. Sevgiler size
Burda fırın ve pastanelerin hepsinde olur sevgili Lale,umarın seney geldiğinde görüşürüz,Millet Parkında çay içerken pastalardan yeriz:-) sevgiler
YanıtlaSilOrdan oraya atlarken sonunda hemşerim sayılabilecek birisini buldum.Bundan sonra bende takipçinizim.Ben Marquez'e bir arkadaşım aracılığıyla başladım ve "Yüzyıllık Yalnızlık"ı okumadan önce diğer kitaplarını okumaya çalışıyorum.Bu kadar severini de gördüğüme çok sevindim.İyi tatiller:)
YanıtlaSil