Günlerin Köpüğü...

Efenim iyi akşamlar, çok uzun zamandır kendi sofraları mı paylaşamıyordum. Misafir, acele, servis, bebek... derken oturduğumdan bile bir şey anlamadığım çok oldu:) Ama çok şükür Göktuğ baya büyüdü, ben de daha rahat hareket eder oldum:) Arkadaşlarım Göktuğ'u ziyarete geldiler, keyifli bir gündü, yine de sofranın tam resmini çekememişim. Menü şöyleydi: Kıymalı Kaşarlı Yufka Böreği ( Kabaklı Yufka Böreği'ni kıymayla yaptım, kabak yerine kavrulmuş kıyma koydum), Pırasa Diblesi, Bezelye Kızartması, Kumpir, Giresun Simidi, Ekler ve Fındıklı Kurabiye ( tatlıyı yetiştiremeyen ben çareyi pastanede buldum) Bir de Muzlu Kek olacaktı ama pişmedi yahu, ilk kez kekim pişmedi, kenarlar pişti orta kaldı, tekrar tekrar pişirdim yine pişmedi ama pişen kısmı yedim çok lezizdi:)))) bizim kızlar... kumpir pırasa diblesi fındıklı kurabiye ekler pasta Zerrin:))

Göktuğ ve Yavuz Kaan abisi saç tıraşı oldular, Göktuğ'un lülelerine veda ettik, çok terliyordu, olsun, şimdi de çok yakışıklı oldu:) Abimiz zaten çok yakışıklı:) ne oluyo ki anlamadım? Yavuz Kaan abimiz sessizce tıraşını olurken...

Merhaba canlar. Biz bu hafta sonu Batum'a gitti. Göktuğ'un ve benim ilk yurt dışı gezimiz oldu, pek heyecanlıydık, vize istenmediği için giriş-çıkış çok kolay ve Giresun'dan sadece 6 saat uzaklıkta. Şehre bayıldım, geniş sokaklar, ağaçlar, parklar, Sovyet zamanından binalar. Yeni yapıları çok beğenmedim, biraz aşırıya kaçılmış sanki. İki gün yetmedi, şehir kocaman, orası da Karadeniz ama şehir düm düz, en işlek caddesi dik bir yokuş olan bizim için baya şaşırtıcı bir durum:) Ben bura gibi düşünmüştüm:) Bir de ilkbahar ya da yazın gitmek lazım, ilk gün gezdik ama ikinci gün memleket düz de olsa yağmur bize Karadeniz de olduğumuzu hatırlattı:) Yemekler çok tanıdıktı, etli pancar dolması, peynirli pide:) Zaten gündüz Türk lokantasında yemiştik, akşam ki yerel lokantada da bir fark yoktu, bir de sigarasız ortama çok alışmışız, orada her yerde serbest, sabah kahvaltıda bile sigara içenler vardı, yasakları sevmem ama sigara yasağı iyi olmuş:) Göktuğ ile Sarp Sınır kapısında, ilk

Bloglarda görüyordum hep, ben de yapayım dedim. Tadını bilmiyorum çünkü çiğ ya da az pişmiş yumurtaya tahammülüm yok:) Eşime afiyet olsun:)

Efenim Göktuğ beyler dün öğle vakitlerinde yemeğini kendi yemek istediler, hal böyle olunca biz de kendisini kırmadık, verdik eline tası, kaşığı, durum aşağıdaki gibidir... yaşasın özgürlük...  hımmm nasıl yesem acaba, kaşıkla mı elle mi, ben mi yesem masa mı?  kaşığın tadı tek başına da fena değilmiş...  evet nasıl yapıyorduk önce g sonra ö...  boşver ismi kocaman bi ağaç yapiim ben buraya...  pöfff sıkıldım...  işim bitti benim kaseyle...  banyo ne taraftaydı...

Son zamanlarda izlediğim en komik, en eğlenceli, en romantik en en en... anime dizi:) Daha ne diyeyim mutlaka izleyin:)

Merhabalar efenim. Fırsat bulup izleyebildiğim filmler listesine Dark Horse ( Tutunamayanlar ) filmini de ekledim. Farklı anlatımıyla hüzünlü, eğlenceli, pek keyifli bir film, İskandinav sinemasından hoşlanıyorsanız mutlaka izleyin. Film hakkında bilgi için tıklayınız :)

Yazdan kalma günler devam ediyor, sonbahar insanı olarak ( ki mevsimin güzelliği bir yana kasım ayında doğdum :) çok keyif verici. Biz soluğu yine Espiye'de aldık. Buranın pidesi meşhurdur, pideler yendi, sahilde gezildi, sonbaharın tadı çıkarıldı. Bu fotolar geçen haftadan ama yine Espiye fotoları, Es Pide'nin ustasının ellerine sağlık:)  Bu fotolar ise bu günden. Espiye sahilinde çekildi. Sahile temsili bir "Serenti" yapmışlar, bir böyle deriz ama "Serender" de derler, yapı bizim yöreye özgüdür. Fındık, tahıl vs. saklamak için depo olarak kullanılırmış eskiden, halen örnekleri var ama çok fazla kalmadı günümüzde.  Sahilden görünüm...  Babalar ve oğulları...  Rocky...